Av. Hüseyin Karaahmetoğlu’ndan duygusal veda: “Bizim Stadyum öksüz kaldı”
RİZE - BHA
Karaahmetoğlu, Çetiner’in zamansız vedasının büyük bir boşluk yarattığını belirterek, “Onu tanıyan herkes için bu kayıp, sadece bir gazeteciyi değil; centilmenliğiyle, zarafetiyle, insanlığıyla örnek bir karakteri yitirmek anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık otuz yıl süren dostluklarını anlatan Karaahmetoğlu, “Faik abiyle yollarımız Rizespor’da yöneticilik yaptığım yıllarda kesişti. O dostluk, bir meslektaşın bir diğerine duyduğu saygının ötesindeydi; kardeşlik kadar samimi, abi–kardeş kadar gerçekti.” dedi.
“Doğruluktan şaşmayan bir duruş sergiledi”Karaahmetoğlu, Çetiner’in mesleki çizgisine dair önemli bir hatırayı da paylaştı.“3 Temmuz süreci sırasında, meslektaşlarının çoğu rüzgârın yönüne göre tavır alırken, o doğruluktan şaşmayan ender insanlardan biriydi. FETÖ’nün kurguladığı kumpas sürecinde hem Fenerbahçe’ye hem Türk sporuna sahip çıktı. Bu duruşu nedeniyle çok eleştirildi, çok baskı gördü ama asla taviz vermedi.”
Karaahmetoğlu, kendi kitabı “Dik Duran, Dinlenmeyen Adam”da yer verdiği bir anıyı da hatırlattı.
“Bizim Stadyum” programında “3 Temmuz bir kumpastır” dediği yayının aniden kesilmesinin ardından, Faik Çetiner’in kendisine sadece “Boşver, başka yayında yine seni davet ederim.” dediğini anlattı. “O cümlede bir mesleğin vakarını, bir insanın olgunluğunu gördüm.” ifadelerini kullandı.
Çetiner’in medyada karşılaştığı haksızlıklara rağmen asla küsmediğini belirten Karaahmetoğlu, “İşten çıkarılırken odasının kapısının kırılması, eşyalarının bir kutuya konulması, bir meslek büyüğüne yapılabilecek en büyük saygısızlıktı. Buna rağmen kırılmadı, farklı kanallarda ‘Bizim Stadyum’u sürdürdü. Çünkü o program sadece bir yayın değil; spor kültürünün, vicdanın ve dostluğun sembolüydü.” dedi.
“Onun sesi tribünlerde yankılanmaya devam edecek”Veda mesajını “Bizim Stadyum gerçekten öksüz kaldı.” sözleriyle tamamlayan Av. Hüseyin Karaahmetoğlu, duygularını şu cümlelerle noktaladı:
“Ama o stadyumun her tribününde, her satırında, her cümlesinde Faik Çetiner’in sesi yankılanmaya devam edecek. Nurlar içinde yat sevgili Faik abim… Seni asla unutmayacağım.”