Çarşıdan AVM’ye: Kaybolan Alışveriş Kültürü
Bir zamanlar şehirlerin kalbi çarşılarda atardı. Dar sokaklarda dizilmiş dükkânlar, her biri sahibinin emeğini, ustalığını yansıtırdı. Esnaf, müşterisini ismiyle bilir; alışveriş sadece mal alıp satmak değil, bir muhabbet vesilesi olurdu.
Bugün ise devasa AVM’ler, tek tip vitrinleri ve yapay ışıklarıyla hayatın merkezine yerleşti. Üstelik bu değişim, sadece mekânın değil, kültürün de dönüşümünü beraberinde getirdi.
Çarşının RuhuÇarşı, yerel üretimin, el emeğinin ve sosyal bağların merkeziydi. Fiyat pazarlığı bir çekişme değil, karşılıklı saygı ve esprinin harmanıydı. Dükkânların önünde ikram edilen çay, alışverişten daha çok gönülleri ısıtırdı.
AVM’nin Soğuk DünyasıAVM’lerde ise ilişkiler anonimleşti. Satıcı değişir, müşteri unutulur. Her şey standart, fiyatlar sabit, muhabbet yok. Mekân, insan ilişkilerini değil, tüketim hızını önceler.
Kaybolan BağlarÇarşıdan AVM’ye geçiş, sadece alışveriş alışkanlığını değil; dayanışma kültürünü de zayıflattı. Eskiden esnafın siftahsız günü, diğer komşu esnafın desteğiyle kapanırdı. Şimdi ise rekabet, dayanışmanın önüne geçti.
Soruyorum...
Mekân değiştiğinde kültür de değişir. Çarşıdan AVM’ye uzanan bu yol, sadece betonun değil, kalplerin de dönüşümünü gösteriyor. Soru şu: Bu kültür nereye gidiyor?