Deniz sezonunun açılmasıyla birlikte halk arasında en sık duyulan uyarılardan biri tekrar gündeme geldi: “Aç karnına denize girme!” Peki, bu bir efsane mi yoksa bilimsel temeli olan bir uyarı mı? Uzmanlar, bu konuda net ama aynı zamanda şaşırtıcı bilgiler paylaşıyor.

Uzmanlar, hafif açlık durumunda denize girmenin doğrudan zararlı olmadığını ancak uzun süreli açlık sonrası yüzmenin bazı riskler taşıdığını belirtiyor.

Vücuttaki şeker seviyesinin düşük olması durumunda, denizde yüzerken ani tansiyon düşmesi, baş dönmesi veya bayılma riski artıyor.

Hayır. Hemen yemek sonrası, özellikle de ağır bir öğünden sonra denize girmek de sindirim sistemine fazla yük bindiriyor.

Yemekten sonra mideye giden kan akışı arttığı için kaslara yeterince kan gitmeyebilir. Bu da kramp riskini artırıyor.

Uzmanların ortak görüşü, yemeğin üzerinden en az 45 dakika ile 1 saat geçtikten sonra denize girmenin en sağlıklı tercih olduğu yönünde.\

Bu sürede sindirim süreci kısmen tamamlandığı için vücut daha dengeli çalışır ve yüzme sırasında oluşabilecek ani reaksiyonların önüne geçilir.

Çocuklar ve ileri yaş grubundaki bireylerin metabolizmaları daha hassas olduğu için aç veya tok karnına denize girmek onlar için daha yüksek risk taşır.

Uzmanlar, bu grupların özellikle güneşin dik geldiği saatlerde deniz aktivitelerinden kaçınmalarını tavsiye ediyor.

Kısacası, denize girmek için ne tamamen aç olunmalı ne de yeni yemek yenmiş olmalı.

Vücudun dinç, sindirimin hafifçe başlamış olması en ideal durum.

Yani, serinlemek isterken sağlığınızdan olmamak için bu dengeyi iyi kurmak şart.