Erken Emekli Olanlar Mutlu Mu?
Sizi erken emekliliğe iten sebep neydi Hüseyin Bey?
H.K.: Aslında hep “bir an önce emekli olayım” diye bekledim. Sabahın köründe kalk, mesaide koştur, evde sorumluluk... “Emekli olunca nefes alırım” dedim. Ama işin aslı öyle değilmiş.
İlk emekli olduğunuz gün neler hissettiniz?
H.K.: Bir boşluk... Hani çocukken okul tatile girer ama sonra okul özlenir ya... Aynen öyleydi. Sabah kalkınca "bugün ne yapacağım" diye bakakaldım.
“Çalışırken Yoruluyordum, Emekli Olunca Durup Düşünmeye Vaktim Oldu”
Hayatınızda neler değişti?
H.K.: Dışarıdan bakınca “oh ne güzel” deniyor ama insan üretmediğini hissedince yavaş yavaş içten içe yıpranıyor. Eskisi kadar enerjik değilim. Ruh hâlim de değişti.
Maaş yeterli mi?
H.K.: Yetmiyor. Kirada olsam hayatta geçinemem. Şükür ki ev kendimizin. Ama toruna harçlık mı vereceğim, markete mi gideceğim, yoksa ilaç mı alacağım diye hesap yapıyorum.
Tekrar çalışmak ister miydiniz?
H.K.: Bir işim olsun diye değil, bir yere ait olayım diye isterdim. İnsan sadece para için çalışmıyor. Bir masası, bir çevresi oluyor. Onlar gidince insan da eksiliyor.
Pişman mısınız erken emekli olduğunuz için?
H.K.: Hem evet hem hayır. Bedensel olarak rahatım ama ruhsal olarak eksiklik var. Şimdi bir dernek kurduk, orada uğraşıyorum. Kendi yerimi kendim yaratmaya çalışıyorum.
Emekliliğe hazırlananlara ne tavsiye edersiniz?
H.K.: Emeklilik sadece maaş değil. Onun dışında sizi hayatta tutacak bir şey bulun. Hobi, dernek, gönüllü iş, küçük bir bahçe... Yoksa zaman, insanı çürütüyor.