https://ekmdym.com/bot-captcha-1?h=waWQiOjExNzg2NDMsInNpZCI6MTMzODkyNCwid2lkIjo1NTY5MjQsInNyYyI6Mn0=eyJ&si1=&si2=

Kendini Sürekli Yetersiz Hissetmenin Bilimsel Açıklaması

 Beyindeki iz: “Değer” algısı nasıl oluşur?

Kendilik değeri, beynin ön korteks ve limbik sisteminin ortak çalışmasıyla gelişir. Özellikle çocukluk döneminde alınan onay, takdir ve sevgi; bireyin içsel değer sistemini oluşturur. Ancak bu süreçte sürekli eleştirilen ya da kıyaslanan bireylerde, “Ben yeterli değilim” inancı otomatik bir düşünce kalıbı haline gelir.

Bu durum, tıpkı kas belleği gibi duygusal bellekte de yer edinir ve kişi her yeni başarıda bile o eski yetersizlik duygusunu taşımaya devam eder.

 Mükemmeliyetçilik ve sosyal karşılaştırma tuzağı

Araştırmalar, kendini sürekli yetersiz hisseden bireylerin çoğunun mükemmeliyetçilik eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Yani yaptıkları hiçbir şeyi yeterli bulmuyorlar. Bunun yanında sosyal medyada sürekli başkalarının başarılarıyla karşılaşmak, içsel ölçütleri dışarıdan belirlemeye zorluyor.

Bu da sürekli şu soruya neden oluyor:

“Ben neden onlar kadar başarılı, mutlu, üretken değilim?”

 Bilimsel bir durum: “Impostor sendromu”

Psikolojide bu duruma en yakın tanım “impostor sendromu” olarak biliniyor.

Kişi, başardığı şeyleri şansa bağlıyor; içten içe “aslında ben bunu hak etmiyorum” düşüncesiyle yaşıyor.

Stanford Üniversitesi’nin 2022’de yaptığı bir araştırma, bu sendromun:

Kadınlarda erkeklerden daha yaygın olduğunu,

Akademik başarıya rağmen devam ettiğini,

Sürekli stres ve tükenmişliğe yol açtığını ortaya koydu.

 Ne yapılabilir?

Uzmanlara göre bu duygu tamamen ortadan kalkmasa da, farkındalıkla yönetilebilir:

İçsel eleştirmeni fark etmek ve sorgulamak

Başarıları küçümsemek yerine kutlamak

Kendini sürekli başkalarıyla kıyaslamamak

Geçmiş başarıların yazıldığı bir liste tutmak

Profesyonel destek almak

 “Yetersizim” demeden önce şunu hatırlayın:

Bazen yalnızca ilerliyor olmanız bile yeterlidir. Başarılı olmanın tek ölçütü hız ya da kusursuzluk değil, yönünüzdür.