ANKARA - BHA

Yazısına “Zaman olur bir haber yalnızca bir olayı anlatmaz; sistemin gelişmesi gereken yönlerini, bir milleti ihmal etmemenin tarihi sorumluluğunu da hatırlatır” sözleriyle başlayan Murat Anar, Vardar Press’in yayımladığı haberde yer alan tabloyu değerlendirerek, Gostivar’daki Türk öğrencilerin yaşadığı kitap eksikliğini eğitimde eşitsizliğin somut bir örneği olarak nitelendirdi.

Vardar Press’in haberine göre, Gostivar’daki bazı ilkokullarda 5. sınıf Türk öğrenciler, eğitim öğretim yılı başlamasına rağmen Türkçe ders kitaplarına hâlâ ulaşamadı. Ücretsiz dağıtılması gereken kitapların gecikmesi üzerine veliler ve öğrenciler büyük mağduriyet yaşadı.
Anar, bu durumu değerlendirirken, “Neden sadece Türkçe ders kitapları dağıtılmadı?” sorusunu sorarak, Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın sorumluluğunu hatırlattı ve “Aynı ülkenin vatandaşları arasında Türk nüfusa sistemli bir ayrımcılık yapıldığı algısı güçleniyor” ifadelerini kullandı.

Murat Anar, yıllar önce dönemin Türkiye Üsküp Eğitim Müşaviri Prof. Dr. İlker Kösterelioğlu tarafından bu sorunun tespit edilip çözüm planının hazırlandığını hatırlattı. Kösterelioğlu’nun hazırladığı stratejik eylem planı sayesinde, Türkiye’nin Kuzey Makedonya’daki Türk öğrenciler için müfredata uygun Türkçe ders kitapları hazırlama ve dağıtma sorumluluğunu üstleneceği, böylece sorunun kalıcı biçimde çözüleceği öngörülüyordu. Ancak Anar’a göre, “Prof. Dr. Kösterelioğlu görevden alınınca proje de rafa kaldırıldı” ve bugün hâlâ aynı sorunun tartışılıyor olması “kurumsal vizyon eksikliğinin bir sonucu” olarak karşımıza çıkıyor.

Anar, bu projenin önemini şu sözlerle ifade etti:

“Bu proje Türk çocuğunun kimliğini koruyacaktı. Çünkü eğitim diplomasisi bir yumuşak güçtür. Türk Dünyası yüzyılında, Balkanlar olmadan Türk Birliği olmaz. Türkiye, Balkanlardaki soydaşlarının Türkçe eğitim hakkını koruyacak kadar vizyon ve misyon sahibi olmalıdır.”

Murat Anar, Türkiye’de eğitim politikalarında kişisel ilişkilerin, liyakat ve kurumsal devamlılığın önüne geçmesinin ciddi bir sorun yarattığını da vurguladı.

“Devlette devamlılık esastır. Hocayı görevden alabilirsiniz ama projesi sürmeliydi. Bugün hâlâ aynı sorunu tartışıyorsak, bu kişisel değil sistemsel bir eksikliktir.”

Anar, yazısının sonunda Türkiye’deki yetkililere açık çağrıda bulundu:

“Balkanlarda da Türk var. Eğer Balkanlarda Türk öğrenciler bu çağda Türkçe ders kitaplarına ulaşamıyorsa, bu yalnızca pedagojik bir sorun değil, kimliğini yaşatabilme meselesidir. Gostivar’dan yükselen bu çığlık duyulmalı, aksi halde bugün kitap bulamayan çocuklar yarın kendini ifade edecek Türkçe kelime bulamaz.”

Murat Anar’ın kaleme aldığı “Gostivar’dan Yükselen Çığlık”, Balkanlardaki Türklerin eğitimde eşitlik mücadelesini ve Türkiye’nin bu alandaki tarihi sorumluluğunu bir kez daha gündeme taşıdı.