Memorial Şişli Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümü’nden Uz. Dr. Berna Aygün, tatilin yalnızca bedenin değil, ruhun da dinlenme alanı olduğunu vurguluyor. Çocuğun doğasına uygun, baskıdan uzak ve özgürce deneyimleyebileceği bir tatilin psikolojik gelişimi için büyük katkı sağladığını belirtiyor.

Serbest oyunlar, çocuğun duygularını dışa vurduğu, yaratıcılığını geliştirdiği en etkili alanlardır.

Çamurla oynamak, taş biriktirmek, oyuncaklarla dünyalar kurmak çocuk için bir terapi niteliğindedir.

Oyunlar, yıl boyunca biriken öfke, kaygı ve sevinç gibi duyguların işlenmesini sağlar.

Çocukların boş zaman geçirmesine ve sıkılmasına izin vermek, onların hayal gücünü devreye sokmasına ve iç dünyasıyla bağlantı kurmasına zemin hazırlar. Sürekli dolu programlı bir tatil, yaratıcılığı baskılayabilir.

Ağaçlara tırmanmak, çimenlere uzanmak, denizle temas etmek gibi basit ama etkili doğa aktiviteleri çocukta hem duyusal regülasyon hem de özgüven gelişimi sağlar. Park yürüyüşleri bile bu ihtiyacı karşılayabilir.

Göz teması kurmak, birlikte yemek pişirmek, yürüyüş yapmak gibi sade ama etkili etkileşimler, çocuğun duygusal bağ kurma kapasitesini artırır. Ekran süreleri konusunda esnek ama dengeli bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Birlikte bakılan eski fotoğraflar, anlatılan aile hikayeleri ya da birlikte yapılan günlük aktiviteler, çocuğun aidiyet duygusunu pekiştirir. Tatil, çocuğun kökleriyle yeniden bağ kurma zamanıdır.

Hayal günlüğü tutturun

Ev içi tiyatro oyunları oynayın

Doğal malzemelerle sanat üretmesini destekleyin

Kendi kitabını yazmasına fırsat tanıyın

Mekansız oyunlar ve şehir turları planlayın

Hikaye tamamlama oyunları ile duygusal gelişimini destekleyin

Yaz kursları ya da sosyal etkinlikler faydalı olabilir ancak “sadece boş kalmasın” diye değil, çocuğun gerçekten isteyerek ve keyif alarak katılacağı alanlar tercih edilmelidir. Ruhsal gelişim, serbest deneyimlerle derinleşir.