Depresyon ve anksiyete oranlarının her geçen yıl arttığı biliniyor.

Ancak yapılan son araştırmalar, Z kuşağı ve genç yetişkinlerin kaygı düzeylerinin geçmiş nesillere göre çok daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Peki yeni nesli bu kadar kaygılı yapan şeyler neler?

Günümüzde gençler, sürekli sosyal medya üzerinden diğer insanlarla hayatlarını karşılaştırıyor. Uzmanlar, Instagram ve TikTok gibi platformların mükemmeliyet algısını körüklediğini, bunun da özsaygıyı zedelediğini vurguluyor.

İşsizlik oranlarının yüksekliği, ev ve araba sahibi olmanın zorlaşması, hayat pahalılığı ve istikrarsız piyasa koşulları, gençlerin gelecek kaygısını büyütüyor.

Teknolojik olarak birbirine bağlı görünen gençler, yüz yüze sosyalleşmede zorluk yaşıyor. Psikologlar, gençlerin kendilerini yalnız ve değersiz hissetme oranlarının arttığını belirtiyor.

İklim değişikliği, küresel ısınma, savaşlar ve pandemi gibi faktörler, gençlerin geleceğe dair umutlarını azaltıyor. “Eco-anxiety” (ekolojik kaygı) terimi, gençler arasında yaygınlaşmış durumda.

Toplumun beklentileri, aile baskısı ve başarı odaklı eğitim sistemi, gençlerde “asla yeterli olamama” hissini tetikliyor.

✔️ Sosyal medya kullanımını sınırlandırın
✔️ Günlük kısa yürüyüşler ve egzersiz yapın
✔️ Gerçekçi hedefler belirleyin
✔️ Başarısızlığın hayatın bir parçası olduğunu kabul edin
✔️ Profesyonel destek almaktan çekinmeyin

Yeni nesil, teknolojik ve ekonomik gelişmelerle birlikte artan bir kaygı yükü taşıyor.

Bu kaygının azaltılması için hem ailelerin hem de toplumun gençleri anlamaya yönelik yaklaşım geliştirmesi gerekiyor.