SOSYAL MEDYADA “İYİLİK GÖSTERİSİ” NE KADAR GERÇEK?
Gülümseyen bir çocuk, elinde oyuncak. Yanında genç bir kadın, diğer elinde telefon… “Bugün bu güzelliği yaşadım, paylaşmak istedim.”
Ama bir soru zihnimize kazınıyor:
Yardım etmek için mi oradaydı, görünmek için mi?
Sosyal medyada özellikle son yıllarda artan bir trend var:
“İyilik gösterisi” ya da akademik adıyla yardımperest narsisizm.
Yani yapılan yardımların, desteklerin, bağışların görünür kılınması, hatta bazen metalaştırılması.
Uzmanlara göre bu davranışların temelinde birkaç neden yatıyor:
Beğeni ve onay ihtiyacı
Kendini iyi biri gibi göstermek
Sosyal statü yükseltme arzusu
Vicdani rahatlama için dış teyit arayışı
Birçok sosyal medya kullanıcısı, iyi bir şey yaptığı anda kamera açıyor. Bu da iyiliğin özünü sorgulatıyor.
UZMAN GÖRÜŞÜ:“İyilik, görünürlükle yarıştığında anlam kaybeder. Yardım ediyorsanız, bunun en doğru ölçüsü paylaşım değil iz bırakmaktır.”
— Uzman Psikolog Dr. S.D.
Harvard Business Review tarafından yayımlanan bir çalışmada, “görüntülenebilir yardımların, anonim yardımlardan daha fazla benlik doyumu sağladığı” ancak toplumsal güveni azaltabildiği belirtildi.
İYİLİĞİ NE ZAMAN PAYLAŞMALI?Uzmanlara göre bazı durumlarda iyiliğin paylaşılması:
İlham verici olabilir
Yaygın etki yaratabilir
Kampanyalara dikkat çekebilir
Ancak bu paylaşımların:
Yardım edilen kişinin mahremiyetini ihlal etmemesi
Gösterişe dönüşmemesi
Gerçekten samimi ve örnekleyici amaç taşıması
gerekiyor.
En iyi iyilik, görünmeden yapılan mı?
Yoksa görünerek örnek olan mı?
Bu çizgiyi herkes kendi içinde çizer. Ama şu soru hep kalır:
“Eğer kamera olmasaydı, yine de yardım eder miydin?”