İLİŞKİLERDE GÖRÜNMEYEN TUZAK: KURBAN–ZORBA–KURTARICI ÜÇGENİ

Gündem 25.06.2025 - 15:32, Güncelleme: 25.06.2025 - 15:43 71 kez okundu.
 

İLİŞKİLERDE GÖRÜNMEYEN TUZAK: KURBAN–ZORBA–KURTARICI ÜÇGENİ

İlişkilerde çoğu zaman farkında olmadan üstlendiğimiz roller, uzun vadede hem kendimize hem de karşımızdakine zarar verebiliyor. Bu karmaşık döngülerin en dikkat çekenlerinden biri de Stephen Karpman tarafından geliştirilen Drama Üçgeni. Uzman Klinik Psikolog Dilara Gökmen, kurban–zorba–kurtarıcı rollerinin hem bireysel hem toplumsal ilişkilerde nasıl tekrarlayan bir döngüye dönüştüğünü ve bu sarmaldan nasıl çıkılabileceğini anlatıyor.
❝Her rol bir ihtiyaçtan doğar ama çözüm değil, çıkmaz getirir.❞   Dilara Hanım, Drama Üçgeni kavramı tam olarak neyi ifade ediyor? Drama Üçgeni, insan ilişkilerindeki sağlıksız bir döngüyü temsil eder. Üç temel rol vardır: Kurban, Zorba ve Kurtarıcı. Bu roller bilinçli olarak değil, genellikle farkında olmadan üstlenilir. Her biri, bireyin geçmiş deneyimlerinden ve duygusal ihtiyaçlarından kaynaklanır. Ancak bu roller ne yazık ki bir çözüm sunmaz, aksine ilişkiyi içinden çıkılmaz bir hale getirir.   Bu üç rolden en sık karşılaşılanı hangisidir sizce? Genellikle insanlar en çok Kurtarıcı rolünde olduklarını fark ederler. Yardım etmenin kötü bir şey olmadığını düşünürüz ama yardım etme isteği, kişinin sınırlarını ihlal edecek boyuta ulaştığında, bu artık sağlıklı değildir. Çünkü kurtarıcı, karşısındakini bağımlı hale getirerek ilişkide güç kazandığını sanır.     ---   ❝Zorba, görünür bir figür; ama kurban ve kurtarıcı da manipülasyon içerir.❞   Peki bu roller arasında geçiş oluyor mu? Kesinlikle. Biri sürekli “kurtarıcı” gibi görünse de, takdir edilmediğini hissettiğinde bir anda “zorba”ya dönüşebilir. Ya da “kurban” olarak başlayan biri, zamanla çevresini suçlamaya başlayarak “zorba” olabilir. Roller sabit değildir; geçişler çok yaygındır ve işte bu döngü, Drama Üçgeni'nin en tehlikeli yönlerinden biridir.   Bu döngünün temelinde ne yatıyor sizce? Çoğunlukla çocuklukta öğrenilen ilişki kalıpları, travmalar ve özdeğer sorunları. Ailede biri sürekli mağdur rolündeyse, çocuk da kendini ya “kurtarıcı” olarak konumlandırır ya da benzer bir mağduriyeti içselleştirir. Ayrıca sağlıksız sınırlar da bu üçgeni besler. Kim, kimin sorumluluğunu taşıyor belli değildir.     ---   ❝Rol değil, işlev üstlenmek sağlıklı ilişkilerin temelidir.❞   Peki bu üçgenden çıkmak mümkün mü? Nasıl? Elbette mümkün. Öncelikle bireyin kendi rolünü fark etmesi gerekir. “Ben neden hep başkalarının sorunlarını çözmeye çalışıyorum?”, “Sürekli mağdur rolünde miyim?” gibi sorularla kendimizi sorgulamalıyız. Ardından sorumluluk almak, sağlıklı sınırlar koymak ve ilişkilerde rehberlik eden ama bağımlı kılmayan bir duruş geliştirmek gerekir.   Profesyonel destek bu noktada nasıl devreye giriyor? Çok önemli. Çünkü bu roller genellikle geçmişin bilinçdışı kalıplarına dayanır. Terapide, bu kalıpların kökenine inerek farkındalık kazandırmak, kişiye sadece bugünü değil, çocukluktan gelen hikâyesini de anlamasında yardımcı olur. Bu da döngüyü kırmanın ilk adımıdır.     ---   "İlişkilerdeki sağlıklı denge, rollerden değil, karşılıklı işlevden doğar."   Son olarak, bu konuyu neden toplum düzeyinde de ele almalıyız? Çünkü bu üçgen sadece bireysel ilişkilerde değil, toplumsal ilişkilerde, hatta kurumsal yapılar ve siyasette bile karşımıza çıkar. Biri hep mağdur, biri hep kurtarıcı ya da baskıcı… Bu yüzden ilişkilerde daha farkında, daha eşitlikçi ve sınırlarını bilen bireyler olmak, toplumsal barış için de önemli bir adımdır.
İlişkilerde çoğu zaman farkında olmadan üstlendiğimiz roller, uzun vadede hem kendimize hem de karşımızdakine zarar verebiliyor. Bu karmaşık döngülerin en dikkat çekenlerinden biri de Stephen Karpman tarafından geliştirilen Drama Üçgeni. Uzman Klinik Psikolog Dilara Gökmen, kurban–zorba–kurtarıcı rollerinin hem bireysel hem toplumsal ilişkilerde nasıl tekrarlayan bir döngüye dönüştüğünü ve bu sarmaldan nasıl çıkılabileceğini anlatıyor.
❝Her rol bir ihtiyaçtan doğar ama çözüm değil, çıkmaz getirir.❞
 
Dilara Hanım, Drama Üçgeni kavramı tam olarak neyi ifade ediyor?
Drama Üçgeni, insan ilişkilerindeki sağlıksız bir döngüyü temsil eder. Üç temel rol vardır: Kurban, Zorba ve Kurtarıcı. Bu roller bilinçli olarak değil, genellikle farkında olmadan üstlenilir. Her biri, bireyin geçmiş deneyimlerinden ve duygusal ihtiyaçlarından kaynaklanır. Ancak bu roller ne yazık ki bir çözüm sunmaz, aksine ilişkiyi içinden çıkılmaz bir hale getirir.
 
Bu üç rolden en sık karşılaşılanı hangisidir sizce?
Genellikle insanlar en çok Kurtarıcı rolünde olduklarını fark ederler. Yardım etmenin kötü bir şey olmadığını düşünürüz ama yardım etme isteği, kişinin sınırlarını ihlal edecek boyuta ulaştığında, bu artık sağlıklı değildir. Çünkü kurtarıcı, karşısındakini bağımlı hale getirerek ilişkide güç kazandığını sanır.
 
 
---
 
❝Zorba, görünür bir figür; ama kurban ve kurtarıcı da manipülasyon içerir.❞
 
Peki bu roller arasında geçiş oluyor mu?
Kesinlikle. Biri sürekli “kurtarıcı” gibi görünse de, takdir edilmediğini hissettiğinde bir anda “zorba”ya dönüşebilir. Ya da “kurban” olarak başlayan biri, zamanla çevresini suçlamaya başlayarak “zorba” olabilir. Roller sabit değildir; geçişler çok yaygındır ve işte bu döngü, Drama Üçgeni'nin en tehlikeli yönlerinden biridir.
 
Bu döngünün temelinde ne yatıyor sizce?
Çoğunlukla çocuklukta öğrenilen ilişki kalıpları, travmalar ve özdeğer sorunları. Ailede biri sürekli mağdur rolündeyse, çocuk da kendini ya “kurtarıcı” olarak konumlandırır ya da benzer bir mağduriyeti içselleştirir. Ayrıca sağlıksız sınırlar da bu üçgeni besler. Kim, kimin sorumluluğunu taşıyor belli değildir.
 
 
---
 
❝Rol değil, işlev üstlenmek sağlıklı ilişkilerin temelidir.❞
 
Peki bu üçgenden çıkmak mümkün mü? Nasıl?
Elbette mümkün. Öncelikle bireyin kendi rolünü fark etmesi gerekir. “Ben neden hep başkalarının sorunlarını çözmeye çalışıyorum?”, “Sürekli mağdur rolünde miyim?” gibi sorularla kendimizi sorgulamalıyız. Ardından sorumluluk almak, sağlıklı sınırlar koymak ve ilişkilerde rehberlik eden ama bağımlı kılmayan bir duruş geliştirmek gerekir.
 
Profesyonel destek bu noktada nasıl devreye giriyor?
Çok önemli. Çünkü bu roller genellikle geçmişin bilinçdışı kalıplarına dayanır. Terapide, bu kalıpların kökenine inerek farkındalık kazandırmak, kişiye sadece bugünü değil, çocukluktan gelen hikâyesini de anlamasında yardımcı olur. Bu da döngüyü kırmanın ilk adımıdır.
 
 
---
 
"İlişkilerdeki sağlıklı denge, rollerden değil, karşılıklı işlevden doğar."
 
Son olarak, bu konuyu neden toplum düzeyinde de ele almalıyız?
Çünkü bu üçgen sadece bireysel ilişkilerde değil, toplumsal ilişkilerde, hatta kurumsal yapılar ve siyasette bile karşımıza çıkar. Biri hep mağdur, biri hep kurtarıcı ya da baskıcı… Bu yüzden ilişkilerde daha farkında, daha eşitlikçi ve sınırlarını bilen bireyler olmak, toplumsal barış için de önemli bir adımdır.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.