Tüketim Çağının Tuzağı: Alışveriş Çılgınlığı Ruhu Nasıl Yoruyor?

Gündem 26.06.2025 - 13:03, Güncelleme: 26.06.2025 - 13:10 148 kez okundu.
 

Tüketim Çağının Tuzağı: Alışveriş Çılgınlığı Ruhu Nasıl Yoruyor?

Eskiden sadece ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan alışveriş, günümüzde psikolojik ve ekonomik sorunlara yol açan bir bağımlılığa dönüşmüş durumda. Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik, modern dünyanın tüketim baskısını ve bu alışkanlığın birey üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.
“İnsanlar Artık İhtiyaçlarını Değil, İstediklerini Satın Alıyor”   Tüketim, en basit tanımıyla bir mal ya da hizmetin kullanılmasıdır. Ancak bu kullanım, günümüzde yalnızca ihtiyaçlarla sınırlı kalmıyor. Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik'e göre, son 20-30 yılda alışverişin anlamı değişti:   “Eskiden insanlar ihtiyaçlarını karşılardı. Şimdi ise ihtiyaç dışı birçok ürüne yönelim var. Bu da psikolojik bozukluklara zemin hazırlıyor; dürtü kontrol bozukluğu ya da obsesif kompulsif belirtiler sıkça karşımıza çıkıyor.”   Tüketim Çılgınlığı Ekonomik Çöküşü de Beraberinde Getiriyor   Gelirin çok üzerinde yapılan harcamalar, bireyleri sadece psikolojik olarak değil ekonomik olarak da zorluyor.   “30 bin TL maaşı olan bir birey, 100 bin TL’lik telefon almaya çalışıyor. Faturalarını, kirasını aksatıyor. Bu da hem ekonomik hem ruhsal çöküşe neden oluyor,” diyen Çelik, borçlanmanın bireyin kaygı düzeyini artırdığını ve depresif ruh hallerini tetiklediğini belirtiyor.   “Pandemi ile Başlayan Alışkanlıklar Kalıcı Oldu”   Pandemi süreci, çevrimiçi alışverişi hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirdi. Bu da beraberinde kontrolsüz tüketimi getirdi.   “İnsanlar evden çıkmadan yemek, giyim, teknoloji ürünlerine erişmeye başladı. Bu, ‘hazıra alışma’ duygusunu pekiştirdi. Sürekli sipariş vermek, tüketimi normalleştirdi ve hatta obezite gibi fiziksel hastalıklara da zemin hazırladı.”   Borç, Güvensizlik ve Sosyal İzolasyona Yol Açıyor   Aşırı tüketimin sosyal etkileri de göz ardı edilemez.    “Ayağını yorganına göre uzatmayan bireyler borçlanıyor, zamanla bankalarla ve çevresiyle sorun yaşamaya başlıyor. Bu da bireyde güvensizlik hissi oluşturuyor, yalnızlaşmasına sebep olabiliyor.”   Peki Ne Yapmalı?   Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik, bireysel ve ailevi düzeyde bazı önlemler öneriyor:   Alışverişten önce mutlaka ihtiyaç listesi hazırlanmalı.   Birden fazla kredi kartı kullanılmamalı, limitler belirlenmeli.   Aile bütçesi birlikte oluşturulmalı.   Aşırıya kaçan durumlarda psikolojik destek alınmalı.      “Eğer kişi dürtülerine hakim olamıyor ya da alışverişten sonra pişmanlık duyuyorsa, bu bir bağımlılığa işaret eder. Bu noktada profesyonel yardım almak önemlidir.”
Eskiden sadece ihtiyaçlar doğrultusunda yapılan alışveriş, günümüzde psikolojik ve ekonomik sorunlara yol açan bir bağımlılığa dönüşmüş durumda. Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik, modern dünyanın tüketim baskısını ve bu alışkanlığın birey üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.
“İnsanlar Artık İhtiyaçlarını Değil, İstediklerini Satın Alıyor”
 
Tüketim, en basit tanımıyla bir mal ya da hizmetin kullanılmasıdır. Ancak bu kullanım, günümüzde yalnızca ihtiyaçlarla sınırlı kalmıyor. Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik'e göre, son 20-30 yılda alışverişin anlamı değişti:
 
“Eskiden insanlar ihtiyaçlarını karşılardı. Şimdi ise ihtiyaç dışı birçok ürüne yönelim var. Bu da psikolojik bozukluklara zemin hazırlıyor; dürtü kontrol bozukluğu ya da obsesif kompulsif belirtiler sıkça karşımıza çıkıyor.”
 
Tüketim Çılgınlığı Ekonomik Çöküşü de Beraberinde Getiriyor
 
Gelirin çok üzerinde yapılan harcamalar, bireyleri sadece psikolojik olarak değil ekonomik olarak da zorluyor.
 
“30 bin TL maaşı olan bir birey, 100 bin TL’lik telefon almaya çalışıyor. Faturalarını, kirasını aksatıyor. Bu da hem ekonomik hem ruhsal çöküşe neden oluyor,” diyen Çelik, borçlanmanın bireyin kaygı düzeyini artırdığını ve depresif ruh hallerini tetiklediğini belirtiyor.
 
“Pandemi ile Başlayan Alışkanlıklar Kalıcı Oldu”
 
Pandemi süreci, çevrimiçi alışverişi hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirdi. Bu da beraberinde kontrolsüz tüketimi getirdi.
 
“İnsanlar evden çıkmadan yemek, giyim, teknoloji ürünlerine erişmeye başladı. Bu, ‘hazıra alışma’ duygusunu pekiştirdi. Sürekli sipariş vermek, tüketimi normalleştirdi ve hatta obezite gibi fiziksel hastalıklara da zemin hazırladı.”
 
Borç, Güvensizlik ve Sosyal İzolasyona Yol Açıyor
 
Aşırı tüketimin sosyal etkileri de göz ardı edilemez.
 
 “Ayağını yorganına göre uzatmayan bireyler borçlanıyor, zamanla bankalarla ve çevresiyle sorun yaşamaya başlıyor. Bu da bireyde güvensizlik hissi oluşturuyor, yalnızlaşmasına sebep olabiliyor.”
 
Peki Ne Yapmalı?
 
Uzman Psikolojik Danışman Vejdin Çelik, bireysel ve ailevi düzeyde bazı önlemler öneriyor:
 
Alışverişten önce mutlaka ihtiyaç listesi hazırlanmalı.
 
Birden fazla kredi kartı kullanılmamalı, limitler belirlenmeli.
 
Aile bütçesi birlikte oluşturulmalı.
 
Aşırıya kaçan durumlarda psikolojik destek alınmalı.
 
 
 “Eğer kişi dürtülerine hakim olamıyor ya da alışverişten sonra pişmanlık duyuyorsa, bu bir bağımlılığa işaret eder. Bu noktada profesyonel yardım almak önemlidir.”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.