İnsana verilen en büyük emanet, kalbidir. O kalp ki, ya dünya kiriyle paslanır ya da aşk ile cilalanır.
Mesele kalbin neyle dolduğudur.
Her Şey Kalple Başlar
Biz bu dünyaya bir şeyleri başarmaya değil, bir hâli yaşamaya geldik.
O hâl ki, Allah’a duyulan aşkla her şeyi içine alır. Kalp, insanın en mahrem yeridir.
Onu dünya sevgisiyle doldurduğumuzda sıkışır; ama Allah sevgisiyle dolduğunda genişler, derinleşir.
Kalbi Genişletmenin Yolu: Teslimiyet
Teslim olmak; mücadeleyi bırakmak değil, mücadeleyi Allah’a emanet etmek demektir.
Gözümüzde büyüttüğümüz dertler, O’na güvenmeye başladığımızda küçülür.
Çünkü kul, tevekkülle huzur bulur. Teslimiyet kalbi genişletir; zira kalp, Allah’a bırakıldıkça yükünden kurtulur.
Kendinden Geçmek, O'nda Var Olmaktır
İnsan, "Ben" demekten vazgeçtiği an Allah’ı görmeye başlar.
Bütün peygamberlerin, velilerin ortak sırrı budur:
Kendinden geçmek. Biz sandığımız benliğimizin ötesinde bir hakikat saklıdır. O hakikat, aşkın ta kendisidir.
Zor Zamanlar Kalbi Terbiye İçindir
Sınavlar, dertler, ayrılıklar…
Hepsi kalbin cevherini ortaya çıkarır. Dert bir ceza değil, terbiye aracıdır.
Allah sevdiği kullarını dertle meşgul eder ki, O’na daha çok yaklaşsınlar.
Çünkü dertsiz kalp, yönsüzdür.
Bir Hatırlatma:
Gözlerini kapat ve kalbine sor: “Bugün kimi daha çok sevdin?” Eğer cevap Allah ise, bil ki yol üzerindesin.
Ama eğer dünya ise, hemen seccadeye koş.
Çünkü kalbin yönünü kıbleye çevirmekten daha kıymetli bir iş yoktur bu hayatta.