İnsanın En Büyük Korkusu Neden Kendisi?
İnsanın En Büyük Korkusu Neden Kendisi?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: “İnsan dışarıyı izlemeye alıştı; içine bakınca gördükleri onu korkutuyor. Oysa kendini bilen, Rabbini bilir.”
Derin Söyleşiler – Dr. Yunus Emre Bayraktar
Soru: Hocam, yazılarınızda hep insanın kendi içine bakmasından söz ediyorsunuz.
İnsan neden kendine bakmaktan korkar?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: Çünkü kendine bakmak, kendini görmek demektir.
İnsan dışarıya bakarken kusurları başkalarında arar, kendi hatalarını görmez. Ama içine baktığında, inkâr ettikleriyle yüzleşir.
Korkusu bundandır. İnsanın en büyük cesareti, kendini olduğu gibi görebilmesidir.
Mevlana diyor ya, “Nice insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok.” İşte kendine bakan, hangi tarafta olduğunu anlar.
Soru: Peki hocam, insan kusurlarını gördüğünde nasıl toparlanır?
Bu acı vermez mi?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: Elbette verir. Ama o acı, iyileştirici bir acıdır.
Doktor yarayı pansuman ederken can yakar ama mikrop temizlenir. İnsanın kusurunu görmesi de böyledir.
Acıtır, ama ruhu temizler. Çünkü kişi hatasını bilirse, tövbe eder.
Tövbe ise insanı yeniler. Kur’an’da buyurulur: “Allah tövbe edenleri sever.” (Bakara 222) Allah’ın sevdiği kul olmaktan daha büyük mükafat var mı?
Soru: Yazılarınızda sıkça kelimelere vurgu yapıyorsunuz. Kelimelerin insan hayatındaki yeri nedir sizce?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: Kelimeler, insanın iç dünyasının aynasıdır. Kullandığı kelimeler, gönül dünyasının rengidir.
Bir insanın dilinde sürekli şikayet varsa, kalbinde de razı olmama vardır. Şükür varsa dilinde, gönlünde de huzur vardır.
O yüzden kelime seçmek, sadece edebi bir kaygı değil, ahlaki bir sorumluluktur. Çünkü kelime, sahibini ya yükseltir ya alçaltır.
Soru: Modern insan hep acele içinde yaşıyor.
Sükunet nasıl mümkün olur?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: Modern insan her şeyi hızlı yapmak zorunda hissediyor.
Çünkü hız, kontrol duygusu verir. Ama hız arttıkça, kalbin sesi kısılır.
Sükunet için insanın önce yavaşlaması, sonra susması gerekir. Susmak, sadece dilini değil, zihnini de susturmaktır.
O zaman kalbin sesi duyulur. Kalbin sesi de insanı Allah’a götürür.
Bu yüzden tasavvufta inziva vardır.
Sadece insanlardan değil, gürültüden de uzaklaşmak için…
Soru: Son olarak okuyucularınıza bu söyleşiden ne kalsın istersiniz?
Dr. Yunus Emre Bayraktar: Kendinizi dinleyin. Dünyanın gürültüsünde kaybolmadan, kalbinizin fısıltısını duyun.
Çünkü insan, kendine yabancılaştığında, Allah’a da yabancılaşır. Kendini bilen, Rabbini bilir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.