Bir futbolcunun artık sadece iyi pas atması, iyi koşması yetmiyor. Günümüz futbolcusu aynı anda hem topu kontrol etmeli, hem de 3 milyon takipçisine nasıl göründüğünü düşünmeli.
Eskiden futbol sahada oynanırdı. Şimdi kamera arkasında başlıyor. Bir oyuncu sahaya çıkmadan önce medyada, sosyal medyada, menajer listelerinde defalarca değerlendirilmiş oluyor.
Bu da fiziksel hazırlığın ötesinde bir şey gerektiriyor: zihinsel dayanıklılık.
Bir penaltı kaçırmanın bedeli sadece 1 puan değil, milyonlarca mesaj, linç kültürü, etiketlenmiş bir kariyer olabiliyor. Bu baskı, yalnızca ayaklara değil; zihne yükleniyor.
Antrenmanlarla kas gelişir ama sabırla karakter oluşur. Bugünün futbolcusu antrenman bitince dinlenemiyor. Röportaj, medya programı, sponsorluk, video çekimi, yorum... Ve gece yatarken hâlâ "bugün yeterince iyi miydim?" sorusu zihninde dönüyor.
Ve aslında sormak gereken şu:
“Bu kadar yükün altında futbol hâlâ bir oyun mu?”
“Yorulan bacaklar dinlenir, ama yorulan ruh kendine saha bulamaz.”
— Yusuf Tandoğan
1. Modern futbolcular fiziksel olduğu kadar zihinsel olarak da tükeniyor.
2. Sosyal medya, performans baskısını katlıyor; futbolcuya nefes alanı bırakmıyor.
3. Sporcu sağlığı sadece bedenle değil, ruhla birlikte korunmalı.