Futbolu sevmemizin nedeni sadece goller değil, o gollerin spontane sevinçleridir. Ancak artık attığımız gole bile sevinmeden önce "VAR kontrolü bekleniyor" uyarısıyla duraksıyoruz. Yani his, ekrana bağlı hale geldi.
Teknolojinin oyuna girişi elbette hataları azaltmak, adaleti sağlamak için gerekliydi. Ama “oyun” dediğimiz şeyin ruhu neydi? Heyecanın, sürprizin, insani hatanın parçası olduğu bir duygu patlaması değil miydi?
Artık her pozisyon yavaşlatılıyor, her tereddüt analiz ediliyor, ama o anın büyüsü kayboluyor. Taraftar tribünde değil; artık monitör karşısında karar bekliyor.
Bu bir ilerleme mi, yoksa oyunun özünü sistemsel doğruluk uğruna feda etmek mi? Belki de en büyük eksiklik, teknolojiyi insani duyguyla dengeleyememekte yatıyor.
“Eskiden hakem düdük çaldığında sinirlenirdik. Şimdi ekran karar verince suskun kalıyoruz. Oyun değil artık, onay süreci.”
— Yusuf Tandoğan
3 Maddede Özet:
1. VAR teknolojisi adaleti artırsa da duyguyu geciktiriyor.
2. Futbol artık sezgiyle değil, sistemle yönetiliyor.
3. Dijitalleşme, oyunun spontane ruhunu zedeliyor.