Statlar dolu, ses sistemi güçlü, LED ekranlar parlak…
Ama o eski coşku yok. Çünkü futbol artık oyuncularla değil, algoritmalarla oynanıyor.
Taraftar eskiden takımın bir parçasıydı. Artık sadece “müşteri” muamelesi görüyor.
Kombine satılırken kıymetli, ama derdini söyleyince “provokatör”…
Oysa tribün dediğin; çocukken babanla ilk gittiğin, gol olduğunda sarıldığın, küme düşünce gözyaşı döktüğün yerdir.
Bir takımı sevmek; renklerine değil, hatıralarına bağlanmaktır.
Bugün takımlar forma değiştirir gibi sponsor değiştiriyor.
Ama taraftar hâlâ aynı atkıyla, aynı duayla bekliyor:
"Belki bu yıl olur…”
Futbol eğer sadece skor ve istatistikse, neden hâlâ gönül kıran mağlubiyetler yaşıyoruz?
Çünkü futbol bir oyun değil; bir aidiyet meselesidir.
“Taraftar yoksa, futbol sadece koşanların teriyle kalır.
Gönül olmadan oyun tamamlanmaz.”
Yusuf Tandoğan
1. Taraftar sadece seyirci değil; takımın ruhudur.
2. Modern futbol duygudan uzaklaştıkça, tribünler kimliksizleşiyor.
3. Takımı büyüten başarı değil, taraftarın sadakatidir.