Hayatın karmaşasında çoğu zaman dışımıza odaklanıyoruz. Elbisemizi ütülüyoruz, saçımızı düzeltiyoruz, arabamızı yıkatıyoruz. Dışımız tertemiz. Peki ya içimiz? Kalbimizin camını en son ne zaman sildik?
Kur’an, kalbi “anlayışın merkezi” olarak tanımlar. Hadisler, kalbi “bedenin komutanı” olarak niteler. Eğer komutan körse, askerlerin gözü açık olsa ne yazar?
Kalp Kirlenir Mi?
Evet, kalp de kirlenir. Ama çamurla değil, kibirle… Hırsla, kinle, nefretle, hasetle… Gıybetin izleri, yalanın lekesi, riya tozları kalbi sarar. İşte bu yüzden tasavvufun kalbi temizlikle başlar: Tezkiye-i nefs.
Her sabah dişimizi fırçalıyoruz, aynaya bakıyoruz. Ama hiç kalbimize “Nasılsın?” diye sorduk mu? İçindeki kırgınlıkları, suskunlukları, affedemediklerini fark ettik mi?
Arınmanın Yolu
Kalbi arındırmanın yolu sessizlikten geçer. Kalabalıklar bazen ruhu susturur. Sessizlik ise içimizi konuşturur. Günün bir vakti sadece iç sesini dinlemek, kalbe yapılan bir bakımdır. Dua da bir arınmadır. Zikir bir temizliktir. “Estağfirullah” bir sabun gibidir. Her tekrarında kalbin kirini söküp atar.
İç Temizlik İçin 3 Adım
1. Affetmek: En çok kendini. Sonra seni incitenleri.
2. Şükretmek: Elindekilerle mutlu olmayı öğrenmek.
3. Sorgulamak: Her gün vicdanına, “Bugün kimi kırdım?” diye sormak.
Unutma, kalbi kirli olanın ne ibadeti parlar ne sözü tesir eder. Kalbi parlak olan ise susarak bile nasihat eder.
“İnsan dışını yıkarsa suyla, içini yıkarsa gözyaşıyla arınır.”