Affetmek, yalnızca karşıdakini değil; kendi ruhunu da özgürleştirmektir.
Hayatta bazen öyle yaralar açılır ki, zaman geçse de izi kalır.
Kalp kırılır, güven sarsılır, gözden damlayan yaş içe doğru akmaya başlar.
Böyle anlarda çoğu insan “Affedemem” der.
Oysa affetmek, yaşananı yok saymak değil; o acının esiri olmamayı seçmektir.
Affetmek, adaletin yok sayılması değil; öfkenin kalpte kök salmasına engel olmaktır.
Kin ve öfke, en çok sahibini yıpratır.
Çünkü sürekli o yarayı hatırlatır, taze tutar. Affetmek ise o yaraya kapanma izni vermektir.
Hikmetli Tespitler
-
Affetmek, güçsüzlük değil; olgunluk işaretidir.
-
Öfke yükü, affetmeyen insanın sırtında ağırlaşır.
-
Kalp, bağışladıkça hafifler.
Bir Nazar
Affetmek, karşı tarafa verilmiş bir hediye değil; insanın kendi kalbine ettiği bir iyiliktir.
Hikmetli Bir Hikâye
Bir bilgeye, “Sizi en çok ne huzursuz eder?” diye sormuşlar.
“Affetmediğim birini düşünmek,” demiş.
“Peki affetmek kolay mı?” diye eklemişler.
Bilge gülümsemiş: “Zor. Ama taş taşımaktan kolay.”
Üç Hediye
-
Huzur: Öfkenin yerine huzuru koymak.
-
Özgürlük: Geçmişin zincirlerinden kurtulmak.
-
Güç: Acıya rağmen iyiliği seçebilmek.
Manevî Yorum
Manevî bakış açısında affetmek, sadece insana değil; ruhun Allah ile bağına da şifadır.
Kalbi kinle dolduran, manevî bereketin önüne set çeker.
Affetmek, kalbi genişletir, duayı bereketlendirir.
Çünkü öfkenin gölgesinde merhamet çiçek açmaz.
Affetmek, haksızlığı unutmak değildir.
Haksızlığı görmek, ders almak ama kalpte öfke barındırmamaktır.
Bu, insanın kendi içinde bir özgürlük beyannamesi imzalamasıdır.
Günün Duası
“Rabbim, beni affet ki ben de affedebileyim; kalbime merhamet kat ki ben de merhametli olayım.”
Bir Söz
Affeden, iki kişiyi kurtarır: Karşısındakini ve kendini.