Gazze’de bombalar bedenleri değil, insanlığın vicdanını hedef alıyor. Yıkılan duvarlardan çok, susan kalplerin enkazı konuşuyor.
Zalimlerin değil, sessiz kalanların tarihi yazılıyor.
Cesetlerin Değil, Sessizliğin Korkusu
Gazze’de bir çocuk daha öldü. Belki adı bilinmeyecek. Belki fotoğrafı bir gazetede yer bulamayacak.
Ama insanlık, onun ardından bir defa daha sustu. Bu suskunluk, ölenin sadece bir beden değil, insanlığın ta kendisi olduğunu haykırıyor.
Artık mesele bir şehir, bir halk ya da bir coğrafya meselesi değil; bu, bir vicdan meselesidir.
İnsanlık Modernleşti, Ama Merhameti Yitirdi
Modern çağda her şey gelişti: teknoloji, silahlar, iletişim… ama merhamet geriledi. İnsan, artık “ölümün estetiğini” izliyor ekranlarda.
Bombalanmış evlerin drone görüntüsü, “savaş pornografisi”ne dönüşmüş durumda. Bu görsel akışın içinde insan, yavaş yavaş kendi ruhunu kaybediyor.
Gazze’de ölen sadece çocuklar değil, insanlığın onuru.
Çünkü çocukların üzerine yağan bombalar, aynı zamanda Batı’nın sahte ahlak maskesini de parçalıyor.
İslam’ın Mazluma Sahip Çıkma Emirleri Nerede?
Kur’an, zalime değil mazluma meyletmeyi emreder.
Hakkı söylemek, hele ki zulüm karşısında susmamak İslam ahlakının temelidir.
Ama bugün ümmetin büyük kısmı, pasif bir seyirciye dönüşmüş durumda. Hacılar, umreciler, imamlar, vaizler... Çoğu, Gazze’de olanları görmezden gelmeyi tercih ediyor. Hâlbuki:
“Sizden kim bir kötülük görürse, eliyle düzeltsin; buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin.” (Hadis-i Şerif)
Kalplerin bile buğzetmediği bir çağda yaşıyoruz.
Bu, sadece zalimin cesaretinden değil, mazlumun yalnız bırakılmasından kaynaklanıyor.
Bir Medeniyetin Çöküşü
Gazze, bugün sadece Filistinlilerin değil; İslam medeniyetinin sınandığı yerdir.
Bugün Gazze’deki katliama sessiz kalanlar, kendi medeniyetlerinin cenaze namazını kılıyor aslında.
Çünkü medeniyet, sadece şehir inşa etmek değil; zulme karşı dik durmakla mümkündür.
Bir medeniyet, mazlumun yanında değilse, zenginin sofrasında boğulur.
Bugün birçok İslam ülkesi, petrol gelirlerini insanî yardım yerine silahlanmaya ayırıyor.
Gazze'nin çığlığı ise bu lüksün arka bahçesinde kayboluyor.
Kurtuluş, Tekrar İnsanı Hatırlamakla Mümkün
Çıkış yolu; önce insanı hatırlamaktan geçiyor. Irk, mezhep, siyaset değil; insanlık ortak paydamız olmalı.
Gazze’de ölen çocuk, bizim çocuğumuz gibi hissedilmedikçe bu acılar bitmeyecek.
İslam, sadece namaz değil; vicdan demektir. Vicdansız ibadet, ruhsuz beden gibidir.
Son Söz:
Gazze’de insanlar ölüyor; ama asıl kaybımız, insanlığın vicdanıdır.
"Bedenler toprağa gömülür; ama suskunluklar tarihe yazılır."