Zaman, sabredenin hocası; tefekkür edenin mürşididir.
Bazı öğretmenler vardır, ders anlatmaz ama öyle bir susar ki, her şey ona dönüşür.
Zaman da öyledir. Bir çocuğun büyümesiyle, bir yaranın kabuk bağlamasıyla, bir duaların cevabıyla öğretir sana: “Beklemek, teslimiyetin adıdır.”
Sana acı vereni hemen unutmak istersin. Sabretmek değil, geçmek istersin.
Ama Hak seni geçirmeye değil, pişirmeye çağırır. Zamanla pişen her şey tatlıdır. Aceleyle yenen, ya yanar ya eksik kalır.
Zamanı Seven Kalbin Özellikleri:
-
Acele Etmez: Çünkü bilir ki Rabb’in geciktirmesi, hazırlık içindir.
-
Şikâyet Etmez: Çünkü her şeyin içinde bir hikmet arar.
-
Gizli Hizmet Eder: Çünkü zaman, görünmeyeni ödüllendirir.
**Bir Nazar:
“Her şey zamanında olur” cümlesi kaderin özetidir.**
Bir çiçeği açmak için çekiştirirsen, sapından kopar. Ama toprağına dua eder, kökünü beslersen…
Zamanla seni öyle güzelliklerle karşılaştırır ki, sen artık sabrı değil, şükrü konuşursun.
Hikmetli Bir Hikâye:
Bir mürid şeyhine sormuş:
– Efendim, Rabbime kavuşmam ne kadar sürer?
– Eğer bekleyebilirsen, hemen.
– Beklemezsem?
– Hiçbir zaman.
Zamanı sabırsızca çekmek, ilmi kitaptan koparıp zorla öğrenmek gibidir.
Oysa ilim, kalbe yavaşça sızar.
Tıpkı sabır gibi…
Zamanla Gelen Üç Hediye
-
Feraset: Bekleyen göz daha iyi görür.
-
Tevekkül: Acele eden düşer, teslim olan yürür.
-
Derinlik: Bekledikçe iç âlemin genişler, tefekkür derinleşir.
Günün Duası
“Ya Rabbi, bize zamanın dilini çözmeyi öğret. Her gecikmenin içinde sakladığın rahmeti sezmeyi, her sabrın ardında gizlediğin nimeti görmeyi nasip eyle.
Zamanı düşman değil, öğretmen bilen kullarından eyle bizi. Âmin.”
“Zamanın kalbi sabırdır; onu anlayan her anın içinden Allah’ı duyar.”