İhlas, amellerin özüdür; onsuz ibadet, şekilden öteye geçmez.
Kur’ân-ı Kerîm’de “De ki: Ben dinimi yalnızca O’na has kılarak Allah’a kulluk ederim” (Zümer 39/14) buyrulur.
Burada, ibadetin değer kazanmasının ancak ihlas ile mümkün olduğu vurgulanır.
İhlas, yapılan ameli sadece Allah rızası için yapmak, başka bir niyet karıştırmamaktır.
Hadis-i şerifte ise “Ameller niyetlere göredir” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1) buyurularak, amelin değerinin niyetten başladığı bildirilmiştir.
Niyet, amelin ruhudur; ihlas ise bu ruhun safiyetidir.
İhlasın Tanımı ve Önemi
İhlas, sadece ibadetlerde değil; günlük hayatta, ilişkilerde, hizmette ve hatta ilimde bile gereklidir.
Kişi, Allah’ın rızasını gözetmeden yaptığı her işte, ne kadar büyük görünürse görünsün, manevî değer kaybeder.
İmam Gazâlî’ye göre ihlas, “Yalnızca Allah’ın huzurunda olmakla yetinmektir.” İnsan, insanların takdirini değil, Allah’ın razı olmasını hedeflediğinde, gizli bir huzur ve güç kazanır.
İhlasın Zıddı: Riyâ
Kur’ân’da “Vay haline o namaz kılanların ki, onlar gösteriş yaparlar” (Mâûn 107/4-6) buyrularak, riyânın ibadetleri boşa çıkaracağı belirtilir.
Riyâ, insanların gözüne girmek için yapılan ibadettir. Bu, amelin özünü boşaltır ve kişiyi manevî olarak zarara uğratır.
Hikmetli Tespitler
-
İhlas, amelin kalbidir.
-
Gösteriş, ihlasın en büyük düşmanıdır.
-
Allah için yapılan az amel, O’nsuz yapılan çok amelden daha değerlidir.
İhlasın Hayata Yansımaları
İhlaslı insan, işini sessizce yapar, neticeyi Allah’a bırakır. İnsanların övgüsüne veya yergisine göre hareket etmez.
Başarıyı sahiplenmez, başarısızlıkta bahaneler aramaz. Çünkü bilir ki, asıl değer, amelin içindeki niyetin saflığındadır.
İhlas, toplumsal huzurun da temelidir. Gösteriş için yapılan yardımlar, kısa süreli bir etki bırakırken; ihlasla yapılanlar kalıcı bir bereket doğurur.
Günün Duası
“Rabbim, amellerimi sadece senin rızan için yapmamı nasip et; kalbime ihlası yerleştir ve riyadan uzak eyle.”