Sessizlik ve Anlamı
Konuşmadan da Anlaşılır Mı?
Gürültülü bir çağda yaşıyoruz. Herkes konuşuyor, herkes bağırıyor, herkes bir şey söylüyor.
Ama çok azı gerçekten duyuluyor. Belki de asıl mesele, çok şey söylemek değil; az ama derinlikli konuşabilmekte.
Sessizlik, çoğu zaman bir zayıflık sanılır. Oysa sessizlik; düşünmenin, derinleşmenin, kendini dinlemenin alanıdır.
Bazen bir tartışmada susmak, kaybetmek değil; büyüklüğün ta kendisidir.
Bazen bir sessizlik, sayfalarca kelimeden daha güçlüdür.
Sessizlik Kimi Zaman Direniştir
Tarihte de sessizlik bir direniş biçimi olmuştur.
Zalim karşısında konuşmayarak suskun kalanlar, aslında en gür sesi çıkaranlardır.
Çünkü sessizlik, vicdanın yankısıdır.
Kalabalıklar içinde susmayı seçmek, çoğu zaman çığlık atmaktan daha etkilidir.
İçsel Sessizliğe Yer Açmak
Kendi içimize dönmek, gündelik telaşlarda kaybolduğumuz benliğimizi yeniden bulmak için sessizliğe ihtiyaç duyarız.
İnsan, dış seslerden arındığında ancak kendi iç sesini duymaya başlar. Ve o ses, onu gerçek benliğine götürür.
Sessizlikle Dost Olmak
Bir dostla paylaşılan sessizlik bile değerlidir.
Çünkü konuşmadan anlaşmak, ruhların yakınlığına işarettir.
Sevdiğinle susabiliyorsan, orada bir bağ vardır.
O bağ, kelimelerin ötesindedir.
"Konuşmadan da anlatabilmek, sessizliğin maharetidir."