Zaman, kimsenin elinde durmaz derler. Ama yine de her sabah, saate bakarak başlıyoruz güne. Kahveyi zamanında içmek, otobüsü zamanında yakalamak, toplantıya zamanında girmek, öğleni, ikindiyi, akşamı ve geceyi zamanında yaşamak… Ama en çok nerede geç kaldığımızı hiç düşünmüyoruz. Birine “seni seviyorum” demeye… Bir özrü dile getirmeye… Bir barışmaya… Bir hakkı teslim etmeye… Zamanı yakalamak için koştururken, aslında kaçırdığımız şey zaman değil, insandır. Ve insanı kaybeden, zamanı kazansa da hiçbir şeyi tutmuş sayılmaz.
Kisacasi ...
Saat ilerler. Ama bazı sözler, asla geri alınamayacak kadar eskiyebilir.
Yani... 1. Zamanı yakalamaya çalışırken insanı kaçırıyoruz.
2. Sevgi, özür, barış için geç kalmamak önemli.
3. Zamanı değil, insanı tutabilen kazanır.