Yusuf Bekir Yılmaz - Yazar
Köşe Yazarı
Yusuf Bekir Yılmaz - Yazar
 

Modern İnsanlığın Krizi: Anlamın Çöküşü

İnsanlık teknolojik zirvelere ulaşırken varoluşsal çöküşe sürükleniyor. Çünkü mesele ilerleme değil; anlamın yitimi. Seküler akıl, insanı ruhtan kopardı, tarih bir medeniyet buhranına sürüklendi.  Kriz Bir Sonuçtur, Sebep Değil Bugün yaşadığımız toplumsal, siyasal, psikolojik ve ahlaki krizler; yüzeyde görünen yansımalardır. Derinlerde ise daha büyük bir mesele yatmaktadır: Anlam krizi. İnsan, artık ne için yaşadığını bilmiyor; çünkü kendini Tanrı’nın yerine koyarak, merkezden uzaklaştı. Modernite, insanı “özgürleştirme” iddiasıyla manevî köklerinden kopardı. İnsanın Yersizleşmesi Modern paradigmanın inşa ettiği insan tipi; üretir, tüketir, eğlenir ama düşünmez. Düşünmek, anlamaktır. Anlamak ise hikmetle mümkündür. Seküler düşünce, insana yalnızca nesneleri anlattı, olayları yorumlattı; ama varlığı sorgulatmadı. Bu da insanı yersiz, yönsüz ve köksüz bıraktı. Anlamın yokluğunda insan; varlığına karşı yabancılaşır. İslam’ın Teklif Ettiği Ontolojik Bakış İslam, insanı sadece sosyal bir varlık olarak değil, emaneti taşıyan bir varlık olarak tanımlar. Emanet, sadece sorumluluk değil; bir yükümlülük, bir şuur halidir. Modern kültürün “ben merkezli” yaklaşımı, bu emaneti unutturmuştur. Hâlbuki insanın yeryüzündeki halifeliği, bir inşa değil; bir şahitliktir. Medeniyet ve Kültür Ayrımı Bugün Batı kültürü teknolojiyle medeniyet sanılıyor. Oysa medeniyet, hikmetle başlar. Kültür; bir toplumun davranış biçimidir. Medeniyet ise bir toplumun hakikatle kurduğu ilişkidir. Bu bağlamda İslam medeniyeti, ilimle değil; hikmetle doğmuştur. Kur’an’ın ilk nazil olan ayeti “Oku” emridir ama devamında, "Rabbinin adıyla oku" vurgusu vardır. Yani bilgi değil, anlam önemlidir. Yeni Bir İnşa: Düşüncenin Tevhidi Çıkış yolu; yeniden düşünmektir. Fakat bu düşünme eylemi, postmodern kopukluklarla değil; tevhidî bir bütünlükle olmalıdır. Kur’an, hayatın bütün alanlarını kuşatan bir rehberdir. Ekonomi, siyaset, eğitim ve sanat... Hepsi ancak vahyin ışığında anlam kazanabilir. Aksi hâlde her disiplin kendi başına birer kaosa dönüşür. Yeni Nesle Sorumluluğumuz Yeni nesillerin nihilizme sürüklenmesini önlemek için, sadece dinî söylemler değil; hikmetle yoğrulmuş bir düşünce sistematiği gereklidir. Okullarda felsefe değil; hikmet eğitimi, teknolojide ilerleme değil; ahlakî temeller öncelik olmalıdır. Ancak o zaman insan, tekrar kendi merkezine dönebilir. "Düşünmek bir eylem değil, bir ibadettir. İnsan düşündüğü kadar insan, anladığı kadar kuldur."
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2025 -Çarşamba
Yusuf Bekir Yılmaz - Yazar

Modern İnsanlığın Krizi: Anlamın Çöküşü

İnsanlık teknolojik zirvelere ulaşırken varoluşsal çöküşe sürükleniyor. Çünkü mesele ilerleme değil; anlamın yitimi.

Seküler akıl, insanı ruhtan kopardı, tarih bir medeniyet buhranına sürüklendi.

 Kriz Bir Sonuçtur, Sebep Değil

Bugün yaşadığımız toplumsal, siyasal, psikolojik ve ahlaki krizler; yüzeyde görünen yansımalardır.

Derinlerde ise daha büyük bir mesele yatmaktadır: Anlam krizi. İnsan, artık ne için yaşadığını bilmiyor; çünkü kendini Tanrı’nın yerine koyarak, merkezden uzaklaştı.

Modernite, insanı “özgürleştirme” iddiasıyla manevî köklerinden kopardı.

İnsanın Yersizleşmesi

Modern paradigmanın inşa ettiği insan tipi; üretir, tüketir, eğlenir ama düşünmez.

Düşünmek, anlamaktır. Anlamak ise hikmetle mümkündür.

Seküler düşünce, insana yalnızca nesneleri anlattı, olayları yorumlattı; ama varlığı sorgulatmadı.

Bu da insanı yersiz, yönsüz ve köksüz bıraktı. Anlamın yokluğunda insan; varlığına karşı yabancılaşır.

İslam’ın Teklif Ettiği Ontolojik Bakış

İslam, insanı sadece sosyal bir varlık olarak değil, emaneti taşıyan bir varlık olarak tanımlar.

Emanet, sadece sorumluluk değil; bir yükümlülük, bir şuur halidir.

Modern kültürün “ben merkezli” yaklaşımı, bu emaneti unutturmuştur. Hâlbuki insanın yeryüzündeki halifeliği, bir inşa değil; bir şahitliktir.

Medeniyet ve Kültür Ayrımı

Bugün Batı kültürü teknolojiyle medeniyet sanılıyor. Oysa medeniyet, hikmetle başlar.

Kültür; bir toplumun davranış biçimidir. Medeniyet ise bir toplumun hakikatle kurduğu ilişkidir.

Bu bağlamda İslam medeniyeti, ilimle değil; hikmetle doğmuştur.

Kur’an’ın ilk nazil olan ayeti “Oku” emridir ama devamında, "Rabbinin adıyla oku" vurgusu vardır. Yani bilgi değil, anlam önemlidir.

Yeni Bir İnşa: Düşüncenin Tevhidi

Çıkış yolu; yeniden düşünmektir.

Fakat bu düşünme eylemi, postmodern kopukluklarla değil; tevhidî bir bütünlükle olmalıdır.

Kur’an, hayatın bütün alanlarını kuşatan bir rehberdir. Ekonomi, siyaset, eğitim ve sanat...

Hepsi ancak vahyin ışığında anlam kazanabilir.

Aksi hâlde her disiplin kendi başına birer kaosa dönüşür.

Yeni Nesle Sorumluluğumuz

Yeni nesillerin nihilizme sürüklenmesini önlemek için, sadece dinî söylemler değil; hikmetle yoğrulmuş bir düşünce sistematiği gereklidir.

Okullarda felsefe değil; hikmet eğitimi, teknolojide ilerleme değil; ahlakî temeller öncelik olmalıdır. Ancak o zaman insan, tekrar kendi merkezine dönebilir.

"Düşünmek bir eylem değil, bir ibadettir. İnsan düşündüğü kadar insan, anladığı kadar kuldur."

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.