Dr. Nevin Sancar – Klinik Psikolog
Köşe Yazarı
Dr. Nevin Sancar – Klinik Psikolog
 

“Kendini Suçlama Döngüsü: İçimizdeki Sessiz Yargıç”

Bir hata yaptığınızda, aklınızdaki o sert ses hemen devreye giriyor mu? “Nasıl böyle bir şey yaptın?”, “Sen zaten hep böyleydin…” İşte bu iç ses, çoğu zaman bir suçlama döngüsüne dönüşüyor. Oysa insan hata yaparak değil, kendini affetmeyerek tükenir. İçimizdeki Hakim: Vicdan mı, Yargıç mı? İnsanın kendini sorgulaması, içgörü için değerlidir. Ancak bu sorgulama, sürekli bir suçlama halini alıyorsa; kişi kendi zihninde kendine düşman olur. Bir olay olur, geçer. Ama kişi zihninde o olayı yüzlerce kez yeniden yaşar. Her seferinde daha sert, daha acımasız cümlelerle kendini hırpalar. Bu döngü öyle kuvvetlidir ki zamanla kişinin öz değerini, yaşam enerjisini, hatta ilişkilerini bile sabote eder. Kendini suçlayan birey, çoğu zaman mükemmeliyetçidir. Hata yapmayı zayıflık, affetmeyi ise ödül gibi görür. Ama gerçek şu ki; affetmek bir ödül değil, bir özgürlüktür. Kendini affetmek ise insanın hayata yeniden bağ kurmasıdır. Hatanın İçinde Şifa Gizlidir Psikolojik iyileşme, hataları kabullenerek başlar. İnsan, mükemmel olmak zorunda değildir. Her insan kırılır, hata yapar, bazen yanlış kararlar verir. Önemli olan, bu hatalarla ne yaptığıdır. Hatanın içinde gizli bir öğretmen vardır; ama ancak ona kulak verilirse… Kendini suçlayan birey, çoğu zaman çocuklukta sert bir otoriteyle büyümüştür. İçselleştirdiği eleştirel ses, artık ebeveynin değil, kendi içindeki “eleştiren benlik”tir. Bu yüzden farkındalıkla bu sesi durdurmak, yeni ve şefkatli bir iç ses inşa etmek gerekir. İç Diyaloğunu Şefkate Dönüştür Psikolojide “öz şefkat” kavramı, tam da burada devreye girer. Kendine iyi davranmak, zayıflık değil psikolojik dayanıklılıktır. Hatalarını anlamak, ders almak, ama ardından kendine sevgiyle yaklaşmak; bu iyileştirici bir tutumdur. Çünkü kendini sürekli cezalandıran biri, başkasını da kolayca affedemez. Özgürleşmenin Kapısı: Affetmek Kendinizi affettiğinizde, sadece geçmişten değil, kendinize dair kalıplaşmış olumsuz inançlardan da özgürleşirsiniz. O yüzden kendinize bugün şu soruyu sorun: “Bu yaptığım şey affedilmez mi, yoksa ben kendimi affetmeye değer görmüyor muyum?” Son söz: “İnsanı hata yıkmaz; kendini affedememek tüketir.”
Ekleme Tarihi: 17 July 2025 - Thursday
Dr. Nevin Sancar – Klinik Psikolog

“Kendini Suçlama Döngüsü: İçimizdeki Sessiz Yargıç”

Bir hata yaptığınızda, aklınızdaki o sert ses hemen devreye giriyor mu? “Nasıl böyle bir şey yaptın?”, “Sen zaten hep böyleydin…”

İşte bu iç ses, çoğu zaman bir suçlama döngüsüne dönüşüyor.

Oysa insan hata yaparak değil, kendini affetmeyerek tükenir.

İçimizdeki Hakim: Vicdan mı, Yargıç mı?

İnsanın kendini sorgulaması, içgörü için değerlidir. Ancak bu sorgulama, sürekli bir suçlama halini alıyorsa; kişi kendi zihninde kendine düşman olur. Bir olay olur, geçer. Ama kişi zihninde o olayı yüzlerce kez yeniden yaşar. Her seferinde daha sert, daha acımasız cümlelerle kendini hırpalar. Bu döngü öyle kuvvetlidir ki zamanla kişinin öz değerini, yaşam enerjisini, hatta ilişkilerini bile sabote eder.

Kendini suçlayan birey, çoğu zaman mükemmeliyetçidir.

Hata yapmayı zayıflık, affetmeyi ise ödül gibi görür. Ama gerçek şu ki; affetmek bir ödül değil, bir özgürlüktür.

Kendini affetmek ise insanın hayata yeniden bağ kurmasıdır.

Hatanın İçinde Şifa Gizlidir

Psikolojik iyileşme, hataları kabullenerek başlar. İnsan, mükemmel olmak zorunda değildir.

Her insan kırılır, hata yapar, bazen yanlış kararlar verir.

Önemli olan, bu hatalarla ne yaptığıdır. Hatanın içinde gizli bir öğretmen vardır; ama ancak ona kulak verilirse…

Kendini suçlayan birey, çoğu zaman çocuklukta sert bir otoriteyle büyümüştür.

İçselleştirdiği eleştirel ses, artık ebeveynin değil, kendi içindeki “eleştiren benlik”tir.

Bu yüzden farkındalıkla bu sesi durdurmak, yeni ve şefkatli bir iç ses inşa etmek gerekir.

İç Diyaloğunu Şefkate Dönüştür

Psikolojide “öz şefkat” kavramı, tam da burada devreye girer.

Kendine iyi davranmak, zayıflık değil psikolojik dayanıklılıktır.

Hatalarını anlamak, ders almak, ama ardından kendine sevgiyle yaklaşmak; bu iyileştirici bir tutumdur.

Çünkü kendini sürekli cezalandıran biri, başkasını da kolayca affedemez.

Özgürleşmenin Kapısı: Affetmek

Kendinizi affettiğinizde, sadece geçmişten değil, kendinize dair kalıplaşmış olumsuz inançlardan da özgürleşirsiniz.

O yüzden kendinize bugün şu soruyu sorun:

“Bu yaptığım şey affedilmez mi, yoksa ben kendimi affetmeye değer görmüyor muyum?”

Son söz:
“İnsanı hata yıkmaz; kendini affedememek tüketir.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sondakikagazetem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.