Sabah uyanıyorsunuz, uyandığınız anda zihniniz çoktan çalışmaya başlamış: yapılacaklar listesi, ertelenmiş mesajlar, yetişilmesi gereken yerler, kaygılar…
Aslında henüz hiçbir şey yapmadınız. Ama yorgunsunuz.
Bu, modern insanın en büyük çelişkisi: hareketsiz ama bitkin. Çünkü yorgunluk artık kaslarda değil, zihinde birikiyor.
Zihinsel tükenmişlik; sürekli plan yapma, her şeyi kontrol etme, birden fazla konuyu aynı anda düşünme ve en kötüsü: asla “şimdi”de kalamama hâlidir.
Günümüz yaşam biçimi bizi hep “sonraya” taşıyor. Bu da zihni geçmişin suçluluğu ile geleceğin kaygısı arasında bir yere sıkıştırıyor. Ve bu sıkışmışlık, ruhsal olarak bizi tüketiyor.
İşte bu yüzden, “hiçbir şey yapmadığım hâlde çok yorgunum” diyen insanlar çoğaldı. Çünkü zihin sürekli çalışıyor ama asla dinlenemiyor.
Beden uzanabilir. Ama zihni yatırmak, çok daha zor bir iştir.
"Zihnin yorgun olduğu yerde, bedenin dinlenmesi sadece bir suskunluktur. Gerçek huzur için iç sessizlik gerekir.”
Dr. Nevin Sanca
1. Modern hayat, zihinsel yükü sürekli artırarak tükenmişliği yaygınlaştırıyor.
2. Yorgunluk artık bedensel değil; bilişsel ve duygusal düzeyde yaşanıyor.
3. Gerçek dinlenme, sadece uyumakla değil; zihni durdurmakla mümkündür.